Maçın özeti ve kırılma anları
Altı gol, iki kritik kişisel kilometre taşı ve net bir futbol dersi. Belçika, Anderlecht’teki Lotto Park’ta Kazakistan’ı 6-0’la geçerek 2026 Dünya Kupası Elemelerinde kuvvetli bir mesaj verdi. İlk yarıda sabırlı oyun, ikinci yarıda acımasız bir bitiricilik… Skor tabelesi kadar oyunun akışı da ev sahibinin planının kusursuz işlediğini gösterdi.
Rudi Garcia’nın takımı maça topu sahiplenerek başladı. İlk 45 dakikada yüzde 67’lik topa sahip olma ve 19 şut denemesi bu baskının net çıktısıydı. Buna rağmen Kazakistan kalecisi Mukhammedzhan Seisen, ilk bölümde kalesini bir süre kapattı; refleksleri ve doğru yer tutuşuyla Belçika’nın tempoyu erken golle ödüllendirmesini geciktirdi. Konuk ekip derinde, kompakt bir blokla alanı daraltınca Kırmızı Şeytanlar çizgiye inme ve yarı alan koşuları üzerinden çözüm aradı.
Kilit an, devre kapanırken geldi. 42’de Kevin De Bruyne, ceza yayı çevresinde bulduğu boşluğu cezalandırıp köşeyi buldu; usta işi bir vuruşla kilidi açtı. İki dakika sonra Jeremy Doku bu kez uzak direğe kıvrılan nefis bir plaseyle farkı ikiye çıkardı. İlk yarı boyunca sabreden Belçika, devre molasına girerken iki hızlı darbe indirdi ve oyunun psikolojisini tamamen çevirdi.
İkinci yarı daha tek taraflıydı. Kazakistan’ın orta sahası çözülmeye başlayınca, geniş alanları daha sık yakalayan Belçika, 51’de Nicolas Raskin’le üçüncü golü buldu. Doku’nun tehlikeli ortasına iyi zamanlamayla dokunan genç orta saha, A milli formayla ilk golünü atarak gecenin ayrı bir hikâyesine imza attı. 60’ta Doku bu kez dar açıdan fileleri buldu; hızını ve çabuk yön değişimini bir kez daha sergiledi.
83’te sahneye yeniden De Bruyne çıktı. İyi hazırlanmış bir hücumu noktalayan yıldız, çifteyi yaparken Eden Hazard’ı geride bırakıp ülkesinin tüm zamanların ikinci golcüsü konumuna yükseldi. Bu an sadece skor tabelesi için değil, Belçika futbol tarihindeki yerini sağlamlaştırması açısından da özel bir kayıt oldu. 87’de Thomas Meunier’in uzaktan çıkardığı füze ise gecenin finalini yaptı: 6-0.
Taktik okuma, öne çıkanlar ve tabloya etkisi
Belçika’nın planı netti: Sabır, genişlik ve üçüncü bölgede sürekli tekrar. Kenar oyuncularının bire birleri zorlaması ve iç koridordaki (half-space) koşular, Kazakistan’ın derin blok düzenini parçaladı. De Bruyne, ikinci ve üçüncü bölgeler arasında serbestçe gezerek bağlantıyı kurdu; çizgiye inen kanatlara ya da ceza sahası yayına geç kalmış koşularla destek verdi. Bu, sürekli şut penceresi üretmelerini sağladı.
Kazakistan tarafında savunma hattı ilk 40 dakika dayanıklı durdu. Bloklar arası mesafeyi kısa tutma ve merkezde kalabalık kalma tercihleri, Belçika’nın pas açılarını bir süre sınırladı. Fakat baskı dalga dalga geldiğinde, özellikle kenar savunmalarında yardım zamanlaması aksadı. İkinci yarı yorgunluk ve konsantrasyon düşüşü belirginleşince ceza sahası savunmasında kırılmalar arttı.
Rudi Garcia’nın oyuncu profilleri üzerinden kurduğu denge dikkat çekiciydi. Doku’nun hızı ve bire bir tehditi, rakip bekleri sürekli geriye itti; böylece orta sahada De Bruyne’e şut hazırlığı için ekstra zaman doğdu. Raskin’in ceza sahasına geç koşuları, merkez stoperleri kararsız bıraktı. Bu üçlünün senkronu, maçın kırılma anlarını doğrudan şekillendirdi.
Maçın rakamları oyundaki hissi doğruladı: Belçika ilk yarıda 19 şut denedi ve topu üçte iki oranında kontrol etti. Seisen’in özellikle ilk yarıdaki kritik kurtarışları olmasa skor çok daha erken kopabilirdi. İkinci yarıda ise şut kalitesi ve isabet oranı belirgin şekilde yükseldi; Doku ve De Bruyne’nin bitiricilik standartları farkı büyüttü.
Öne çıkanlar:
- Kevin De Bruyne: İki gol, oyunun temposunu yönetme ve tarihe geçen bir gece. Liderliği her hücumda hissedildi.
- Jeremy Doku: İki gol ve bir asistle hem hız hem teknik gösterisi yaptı; genişliğin değerini rakibe unutturmadı.
- Nicolas Raskin: İlk milli gol. Zamanlaması ve ceza sahasına akıllı koşuları, hücuma gizli bir dişli ekledi.
- Mukhammedzhan Seisen: Skor aksini söylese de özellikle ilk bölümde kalede siper oldu; farkın erken açılmasını engelledi.
- Thomas Meunier: Uzaktan klas bir bitiriş; üstünlüğü tabelaya güçlü bir imzayla yansıttı.
Bu galibiyet tabloyu da hareketlendirdi. Belçika, aldığı üç puanla Galler’in önüne geçerek elemelerde konumunu güçlendirdi. İç sahada kurdukları baskı, sadece skorla değil, oyun kalitesiyle de özgüveni büyütüyor. Eleme maratonunda böylesine net galibiyetler, hem averajı hem de soyunma odasındaki inancı yukarı taşıyor.
Belçika cephesi için büyük resim, son büyük turnuvalardaki hayal kırıklıklarının ardından yeni bir çerçeve çizmek. Takım, tecrübeyle dinamizmi bir araya getiren bir omurga kuruyor. De Bruyne’nin yön verdiği, Doku gibi patlayıcı profillerin hız kattığı bir hücum seti, rakip kim olursa olsun çözüm üretebiliyor. Raskin gibi genç isimlerin skora dokunması da rotasyonu genişletiyor; yoğun fikstürde taze bacaklar önemli fark yaratacak.
Kazakistan’a gelince… İlk bölümde planlarını sahaya yansıttılar, ancak iki dakikalık konsantrasyon kaybı oyunu ellerinden aldı. Böyle maçlarda kırılma anlarını daha soğukkanlı oynamak, skoru yakın tutmanın anahtarı. Topu kazandıklarında çıkış paslarının kalitesi artmadıkça, böylesine agresif preslere karşı nefes almak zor.
Lotto Park’taki atmosfer de parantezi hak etti. İlk gol gecikse de tribünler sabırlıydı; devre sonunda gelen duble ve ikinci yarıdaki yağmur gibi gollerle stat tek bir ses oldu. Bu enerji, iç saha maçlarında Belçika’nın en görünmez ama en etkili oyuncularından biri olmaya devam ediyor.
Önümüzdeki haftalara bakıldığında Belçika’nın iki hedefi net: Oyunun temposunu bu seviyede sabitlemek ve rotasyonu akıllıca yönetmek. Doku gibi patlayıcı oyuncuların yükünü dengelemek, De Bruyne’nin formunu korumak ve gençlerin ritmini artırmak, elemelerin kalanında belirleyici olabilir. Bu 6-0’lık akşam, sadece üç puan değil, oyunun kitabını doğru sayfadan okumak demekti.